Bir Şeffaflık Geleneğinden Kaynaklanan Güven: SC Johnson’ın 2017 Sürdürülebilirlik Raporu’ndan Soru ve Cevaplar

İnsanlar SC Johnson gibi şirketlerin ürünleri hakkında sorulan sorulara dürüstçe yanıt vermesini bekler. Bizim için dürüstlük bunun da ötesine geçer; dürüstlük, şeffaf olmayı insanların hikayenin tamamını anlamaları için proaktif olarak seçmek demektir.

Küresel Kurumsal İlişkiler, İletişim ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcımız Kelly M. Semrau’nun açıkladığı gibi, SC Johnson her geçen gün daha da şeffaf olma yolculuğuna devam ediyor.

Bugün, güven çok düşük. 2018 Edelman Güven Barometresi’ne göre, genel nüfusun yarısından azı işletmelerin, hükümetin, medya ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların doğru olanı yaptığına inanıyor. Ve, görünüşe göre bu daha da kötüye gidiyor.

SC Johnson’da biz güvenin kazanılması gerektiğine inanırız ve güven kazanmanın birçok şeye bağlı olduğunu düşünürüz. İlk olarak, ürünlerimiz her seferinde vadedildiği gibi ve güvenli olarak çalışmalıdır. İkincisi, SC Johnson çalışanları için harika ve güvenli bir iş yeri yaratmalıyız ve çevreyi korumaya özen göstermeli ve içinde çalıştığımız toplumları geliştirmeliyiz. 

Üçüncüsü şeffaflık. Hem iyi olan hem kötü olan konusunda şeffaf olmalıyız; içeriklerimiz, çevresel konularımız, tedarik zincirimiz ve hatta yaptığımız hatalar konusunda şeffaf olmalıyız. 

Dördüncü olarak, SC Johnson’da önemli ve kalıcı bir değer olan yüksek derecede dürüstlük ile çalışmak. Bu etik olarak davranmak, doğru olanı yapmak ve tüketicilerimize ve paydaşlarımıza karşı dürüst olmak demek. Bu nedenle şeffaflığa, içeriklerimiz hakkındaki detayları ve içerik seçiminde uyguladığımız bilimsel kriterleri paylaşmaya bağlıyız.

Bu değerlerin tümü uzun bir süredir şirketimizin DNA’sının parçalarıdır ve günümüze kadar yaptığımız her şeyde bize rehberlik etmeye devam ediyorlar.

Biri, belki de en önemlisi, insanların kimyasallara olan içsel güvensizliği. Kuşkusuz, bu belirli bir oranda kimyasalları uygun olmayan şekillerde kullanan şirketlerin hatalarından kaynaklanır. 

Kafa karıştıran bilgiler bir diğer sorundur. Örneğin, doğada bulunan bir şeyin daha güvenli olduğuna ilişkin tüm iddialara rağmen, bu mutlaka doğru değil. Doğa toksik olabilecek bileşenlerle dolu. 

Bunun yanında, bir bileşen tanınmıyorsa veya telaffuz edilemiyorsa ondan kaçınılması gerektiği düşüncesi var. Ama bu tür kimyasallar limon, gül yağı ve doğada bulunan birçok şeyin içinde bulunabilir.

Seçtiğimiz içerikler, onları nasıl kullandığımız ve seçimlerimizin gerisindeki bilimsel kriterler hakkında açık olmakla başlar. Aynı zamanda dürüst bir tartışmanın içinde yer almak ve doğal karşısında sentetik içerikler konusunda olduğu gibi mitler ve yanlış bilgiler ile mücadele etmek demek.

Greenlist™ programımız sürekli olarak daha iyi içerik arayışımızda da bize yardımcı oluyor. Ve, şeffaflık sunmak ve tüketicilere yardımcı olmak için açıklama programımızın sınırlarını sürekli olarak zorluyoruz. 

2017’de, örneğin, ürünlerimizde yer alabilecek olan 368 cilt alerjenini açıkladık. Bunu yapmak zorunda değildik ama yapmak istedik. Artı, uzmanların çoğu böylesine düşük düzeylerin yıkanabilir ürünlerde reaksiyona neden olmasının olası olmadığı konusunda fikir birliği etse de, cilt alerjenlerini yüzde 0,01 oranına kadar açıklıyoruz.

Yapmak zorunda olanı yapmak yerine, yapmamız gerektiğine inandığımızı yapıyoruz ve bu tüketiciler için şeffaflık ile sonuçlanıyor ve onlarda güven oluşturuyor.